ANA SAYFA

ATATÜRK ALBÜMÜ

FATİH AKYÜZ KİM?

KONULAR

FEN BİLGİSİ

EĞİTİM SİTELERİ

İLGİNÇ

REHBERLİK

FEN DRAMALARI

FEN BULMACALARI

FEN ŞİİRLERİ

SUNULAR

BİLİMSEL ÇALIŞMA

BASINDA FENOKULU

EĞİTİM KİTAPLARI

HABER

OYUN

YENİLER

ŞİİR

ZİYARETÇİ DEFTERİ

İLETİŞİM

EĞİTİM PROGRAMLARI

MATEMATİK

TÜRKÇE

SOSYAL

DİN

İNGİLİZCE

RESİM

MÜZİK

1.SINIF

2.SINIF





EkleÇıkar



Forumda Tartışıyoruz.



Fenbilgini-e-posta

Mail adresiniz:

Kime:

Konu :

Mesaj :


 



 

 Böcek Rekorları Kitabı

1994 yılında Florida Üniversitesi'nde, lisans öğrencileriyle birlikte yürütülen bir çalışma grubu oluşturuldu. Böcek ekolojisi dersini alan öğrencilerden böceklerle ilgili çeşitli ulamlar seçerek bu konudaki rekorlar üzerine araştırmalar yapmaları istendi. Böylece Florida Üniversitesi Böcek Rekorları Kitabı çıktı ortaya. Kitap, ayrı bölümlerden oluşan ve her biri bu konudaki rekorları inceleyen çalışmalardan oluşuyor.

Kitabın Hazırlanışı

Kitabın oluşması için seçilen çalışma yöntemi bir ödev olmaktan çok, araştırmaya yönlendirici bir biçimde düzenlenmiş. Öğrencilerden, çalışma yapacakları konuyu kitapta yeni bir bölüm oluşturacak biçimde sunmaları istenmiş. Sınıfın seçimiyle belirlenen son listeden, öğrenciler, çalışmak istedikleri konuyu seçerek araştırmalarına başlamışlar.

Öğrencilerin çalışma yöntemleriyse şöyle belirlenmiş: Her öğrenci konuyla ilgili birincil ve ikincil kaynakları tarıyor, sonra beş sayfayı geçmeyecek bir makale hazırlıyor. Kaynak aramada böcekbilim kitaplarının yanısıra, internette tartışma gruplarına katılarak bilgi toplama ve edinme de kullanılıyor.

Hazırlanan makale kısa bir özetle başlıyor. Bundan sonra makalenin oluşturulması için sürdürülen çalışma yöntemi kısa bir paragrafla açıklanıyor. Edinilen bilgiler sonuç bölümünde veriliyor. Daha sonra tartışma bölümüne geçiliyor, bu bölümde öğrenciler ulaştıkları sonuca nasıl vardıklarını anlatıyor. Çalışmalara yardımcı olan kişilere teşekkür edildikten sonra kaynaklar veriliyor.

Bu yolla hazırlanan makale, bir editör ve sınıftaki iki öğrencinin okuma ve değerlendirmelerinden geçiyor. Yapılan düzeltmelerden sonra makale yayıma hazır hale geliyor. 1994 yılında başlatılan çalışma hâlâ sürdürülüyor. Kitap şu anda 38 bölüme ulaşmış; herkesin katılımına da açık

En Uzun Göç ve En Fazla Tekrarlanan Göç

Göç denilince bir yerden başka bir yere hareket etme anlaşılır. Göçler incelendiğinde birkaç tür göç olduğunu görüyoruz. Bunlardan biri dinamik göçtür. Burada göç, rüzgâr ve akıntı gibi dış etkenler tarafından belirlenir. Yön bulma yetisi bu göçte etkin değildir. Pek çok böcek bu ulama girer.

Bunlar arasında rekor sahibi çöl çekirgesidir: Schistocerca gregaria. 1950 yılında Arap Yarımadası'ndan Afrika'nın batı kıyısına iki aydan daha az sürede göçeden bir sürü rapor edilmiştir. Bu uzaklık 5000 km'nin üstündedir.

Dinamik olmayan (homeostatik) göçlerde ise iki yönlü bir devinim vardır. Bu kategoriye giren böcekler, üremek için belirli bir yere giderlerken daha sonra yeniden yaşama alanlarına döner. Bu göçte yön bulma yetisi önem kazanır. Bu ulama giren en iyi örnek kral kelebeğidir: Danaus plexippus (Lepidoptera: Danaidae).

Her sonbaharda Kuzeydoğu Amerika'da yaşayan kral kelebekleri, yumurtlamak için Kanada'nın güneyinden, Meksika içlerine değin, her yıl düzenli olarak göçeder. Bu yolculuk kimileri için 4000 km'nin üstünde bir yol demektir ve 75 günden fazla sürebilir.

1957 yılında Kanada'da üstüne bir etiket yapıştırılan bir kelebek daha sonra Meksika'da bulundu. Bu kelebeğin geldiği yol 3009 km idi. 1988 yılında, benzer biçimde yapılan bir ölçümle, başka bir kelebeğin 4635 km göçettiği bulundu.

Kelebeklerin bu yolu katederken bir doğru boyunca uçmadığı, kimi zaman da önlerine çıkan bazı engelleri aşmak zorunda oldukları için aslında çok daha fazla yol katettikleri unutulmamalı. Dinamik göçte, rekor sahibi, çöl çekirgeleriyken, homeostatik göçte, bu rekor kırmızı-kavuniçi renkli kral kelebeklerindir. Yine de her yıl böyle akıl almaz bir göç uğraşına kral kelebeklerinden başka hiçbir böcek kalkışmaz.

En Büyük Sürü

En büyük sürüyü, aslında göçeden böcekler oluşturur. Bunlar arasında çölde yaşayan çekirgeler, kutup ve tropiklerdeki sivrisinekler, kelebek, güve ve yusufçuklar bulunur.

En büyük sürü tanımı yapılırken sürüdeki birey sayısı göz önüne alınır. Bu alanda da karşımıza rekor sahibi olarak yine Schistocerca gregaria çıkıyor.

1954 yılında Kenya'yı istila eden çöl çekirgeleri 200 kilometrekarelik bir alanı kaplamıştı. Kilometrekare başına tahmin edilen böcek sayısı 50 milyondu. Bu da sürüde 10 milyar çekirgenin bulunduğu anlamına gelmektedir. Kapladığı alan gözönüne alındığında bir dağ çekirgesi olan Melanoplus spretus, 330.000 kilometrekare ile en fazla alan kaplayan sürüdür.

En Hızlı Uçucu

Böceklerin uçuşu hakkında en fazla araştırma, havada kalış süresi ve oğul verme üzerine yapılmıştır. En hızlı uçucu hakkında güvenilir kaynak bir hayli azdır. Böcek uçuşu hakkındaki en ayrıntılı raporu 1917 yılında Tillyard tarafından yayımlanmıştır. Bir kronometre kullanan Tillyard bir Austrophlebia costalis'in (Odonata:Aeshnidae) hızını saate 98 km olarak hesaplar.

1953 yılında Hocking, A. costalis'in yatay uçuşta saatte 57,9 km hız yaptığını ama Tillyard'ın hesaplamasının doğru  olabileceğini ileri sürer.

Uçuş hızı konusunda başka çalışmalar da vardır. Bunlardan biri 1918 yılında Demoll'un yaptığı ölçümlerdir. Demoll en hızlı uçucu olarak saatte 53,6 km hızla uçan füze kelebekleri (Lepidoptera: Sphingidae) gösterir. Bu ölçümler, böceğin bir oda içinde, odanın bir köşesinden diğer köşesine yaptığı uçuşun bir kronometreyle hesaplanmasına dayanır. Ayrıca yapılan ölçümlerin, Tillyard'dan farklı olarak, ayrıntılı bir biçimde açıklanmaması yüzünden bu sayılar tartışmaya açıktır.

1934 yılında Magnan tarafından yapılan bir araştırmada da füze kelebeğinin saatte 53 km hızla uçtuğunu öğreniyoruz. Magnan, çalışmalarını, bir kronometreli sinema makinesi kullanarak yapıyordu. Çalışması sonucunda ortaya çıkan listenin yine de en hızlı uçucuları içermediğini belirtmiştir.

Böylece Tillyard'ın ölçtüğü hız 1927 yılına değin geçerli olarak kaldı. Bu yıl içinde Charles Townsend Cephenemyia Pratti (Diptera: Oestridae) erkeklerinin, saatte 1317 km hızla uçarak bir karaltı şeklinde görüldüğünü öne sürdü. Bu akıl almaz hız, akıl almaz bir biçimde, yöntem hakkında hiçbir şey belirtilmeden, pek çok böcekbilim yazarınca kabul edilerek yayımlandı.

1932 yılında Nobel Ödüllü Irving Langmuir, C. Pratti'nin bu hızda, başının önündeki hava basıncının 2 atmosfere yakın olacağını, bununsa böceğin başını parçalamaya yeteceğini kanıtladı. C. Pratti saatte 40 km hızda bir karaltı haline gelebiliyordu.

Son yıllarda yapılan yayımlanmamış başka bir araştırma, yepyeni bir rekor sahibini ortaya çıkarıyor. Dr. J.F. Butler, bir tür atsineği olan Hybomitra Hinei Wrighti (Diptera: Tabanidae) erkeğinin, dişi takibi sırasında saatte 145 km hıza ulaştığını belirtiyor. Butler bu çalışmasını sinema çekimlerini kullanarak gerçekleştirmiş.

Geçmişteki sonuçların pek çoğu kullanılan yöntemler açısından tartışılabilir. Hız tayininde sinema kaydı kullanılması, tahmin edildiği kadar hassas sonuçlar vermeyebilir. Saniyede geçen kare sayısının ve böceğin uçuş çizgisinin değişmesi yanlış sonuçlara neden olur.

Kullanılabilecek en iyi yöntemin ses analizi olduğu iddia edilmektedir. Bilinen iki nokta arasından geçen böceğin hızı ses dalgaları analizi sonucunda daha doğru bir biçimde hesaplanabilir. Ancak bu konu üzerinde şimdiye kadar hiçbir çalışma yapılmamıştır.

Daha pek çok böceğin uçuş hızı daha duyarlı yöntemlerle saptanmadan en hızlı böceğin hangisi olduğunu bilemeyeceğiz. Ama yayımlanmış yazılı kaynaklara göre en hızlı böcek, saatte 98 km hıza ulaşan A. Costalis'tir. Öte yandan yayımlanmamış başka bir çalışma saatte 145 km hıza ulaşan Hybomitra Hinei Wrighti erkeği rekor sahibi olarak görünüyor.

En Hızlı Kanat Çırpıcı

Pek çoğumuz havada asılı durarak uçan bir arı görmüşüzdür. Çıkardığı o tiz ve sürekli ses klasik müzik parçalarında taklit edilmiştir. Duyduğumuz bu vızıltı, arının kanatlarını sürekli olarak hareket ettirmesiyle oluşur. Tanıdığımız böcekler arasında en hızlı kanat çırpıcı olarak arı düşünülse de, aslında bu rekorun sahibi yine çok yakından tanıdığımız sineklerin bir üyesidir.

Forcipomyia cinsinden (Diptera: Ceratoponidae) bir tatarcığın kanat çırpma frekansının 1046 hertz olduğunu bulundu. Bu böcekle yapılan diğer deneylerde, böceğin kanatlarının büyük bir kısmı kesilerek küçültüldüğü ve sıcaklık 37 °C'ye çıkarıldığı zaman böceğin kanat çırpışının 2200 hertz'e ulaştığı görülmüş.

Kısaca, böcek kas sistemlerin iki biçimde sistematikleştirildiğini söyleyebiliriz. Bunlardan biri senkron çalışma sistemidir. Bu sisteme sahip olan böcekler sinir atmalarına ve kas liflerinin yapısına bağlı olarak saniyede 100'den fazla vuruş oluşturamazlar. Dolayısıyla bu tür böcekler zaten bu yarışmanın başında elenmiş olur.

Asenkron kas sistemleri olanlarda ise hareketi sağlayan sinirlerdeki atmalar, kasların mekanik hareketiyle senkronize olmadığı için, yüksek hızlı kanat çırpışı sağlayabilirler. Bunlar arasında Hymenoptera (zarkanatlılar; arılar, karıncalar), Diptera (sinekler), Coleptera (kınkanatlılar) ve Hemiptera'lar (yarımkanatlılar) bulunur.

Kanat Açıklığı En Uzun Olan Pulkanatlı

Pulkanatlı türlerinin pek çoğu boyca küçük olsa da, bunların eşsiz renkleri birçok kişiyi etkilemektedir. Bunlardan bazıları büyük boylarıyla harika bir renk cümbüşü sunar. Özellikle güve ailesinden Saturniidae (tavus kelebekleri), Sphingidae (füze kelebekleri) ve Noctuidae (baykuş güveleri) ve kelebek ailesinden Papilionidae'lerin (kırlangıç kanatlılar) büyük ve renkli kanatları vardır.

Uçtan uca ölçümle en uzun kanat açıklığına sahip üye Thysania agrippina'dır. Bu güvenin kanat açıklığı 280 mm uzunluğundadır. İkinci sırada Saturniid ailesinden Filipinler'den Attacus ceasar bulunur. Bunun kanat açıklığı 255 mm'dir. Attacus atlas'ın kanat açıklığı 240 mm'dir.

En büyük kanat açıklığı olan kelebek, pulkanatlılar arasında üçüncü sırada yer alır. Papua Yeni Gine'de yaşayan Ornithoptera Alexandrae adlı bu türün dişilerinin kanat açıklığı 250 mm'dir. En uzun kanat açıklığı Thysania Agrippina'nın olsa da, kanatların kapladığı alan rekoru, dördüncü sıradaki Attacus Atlas'ındır.

En Gürültücü

En gürültücü böcek, hepimizin yakından tanıdığı bir ağustosböceği türüdür. Brevisana Brevis adlı Afrika ağustosböceğinin çağırma şarkısı 50 cm uzaklıktan 106.7 desibellik ses oluşturur. Ona yaklaşan diğer iki böcek de yine aynı familyadandır.

Kuzey Amerika ağustosböceklerinden Tibicen walkeri ve T. resh 105.9 dB'lik bir alarm sesi çıkarır. Ağustosböceklerinin şarkıları türlere göre özeldir. Bu şarkılar böceğin hayatında üreme, iletişim ve korunma açısından önemli rol oynar. Bu bağlamda ele alınan en gürültücü böcek tanımı, insan kulağının duyduğu ses aralığı olan 20 Hz ve 20 kHz arasında en yüksek değere ulaşan olarak tanımlanır.

Gürültü, desibelle belirtilen ses basınç seviyesi dikkate alınarak yapılmıştır ve kazanan çıkardığı ortalama ses düzeyine göre belirlenmiştir.  Ağustosböceklerinin çıkardıkları ses düzeyi onların vücut boyutlarıyla orantı içinde artar. B. Brevis'in rekor sahibi olmasında, Güneydoğu Asya'daki türler üzerine henüz araştırma yapılmaması yatar. 

En Ağır

Böcekler çok çeşitli boy, ağırlık ve yapıdadırlar. İskeleti oluşturan kabukları vücudun dışında olduğu için, destek ve büyüklüğün gerektirdiği mekanik özellikler, onları göreceli olarak küçük bir boya mahkûm etmiştir. Aslında böcekler kendi ağırlıklarının birkaç katı ağırlık taşıyabilirler.

Bunu, yapısal açıdan çok güçlü olan ve vücut ceperini ve dış iskeleti oluşturan kitin adlı bir maddeye borçludurlar. Ama evrim belki de onları, başka hayvanların erişemediği bu yerlere konumlandırmak için küçük bırakmıştır.

Böcekler için ağırlık araştırması yapıldığında en önemli sorun kaynak kıtlığıdır. Boy ya da kanat açıklığı ölçüleri kural olarak her araştırmada görülse de pek çok böcekbilimci, böceklerin ağırlıklarını ölçmemiştir. Bu, gelecekteki böcekbilimcilerin dikkat etmesi gereken bir husutur.

Sözkonusu ağırlık olunca, yağmur ormanlarının sabit iklimi ve devâsa boyutu birçok farklı özelliklerde canlı barındırır. Dünya'nın en ağır böceği de Afrika Yağmur Ormanlarında bulunur. Kınkanatlılar bu alanda başı çekmektedir. Bu familyadan olan Golianthus goliatus 100 gram ağırlığıyla en ağır böcektir.

Bir karşılaştırma yapmak gerekirse bu ağırlık, üç ev faresi ağırlığına denktir. Erkekler dişilerden daha ağır ve büyüktür ve ön antenlerinden gövdelerinin ucuna kadar olan uzunluk 11 cm'yi bulur. G. Goliatus aynı zamanda uçan en büyük ve ağır böcektir de.

Golianthus'a yaklaşan diğer bir böcek yine sabit bir iklim ve büyük bir kara parçası olan Avusturalya'dan gelir. Weta adlı çekirge türünün dişileri erkeklerden daha uzun ve ağırdır. Bunlar 70 gramla böcek dünyasında ağırlık bakımından ikinci sırayı alır.

En Uzun

En uzun böcekler Phasmida takımında bulunur. Kısaca faz denilen bu böcekler değnek çekirgeleri olarak bilinir. Uzunluk iki biçimde ölçülmüştür. İlki böceğin gövde ölçüsü alınarak diğeri ise ön bacağın ucundan arka bacağın ucuna kadar yapılan ölçüm. Bu iki ölçümde de finale aynı cinsten iki tür kalmıştır.

Ancak ölçüm biçimlerinden ikincisi kullanıldığında ortaya tek bir rekortmen çıkıyor. Borneo adasında bulunan Pharnacia Kirbyi, 546 mm boyu ile rekor sahibiydi. Ancak, P. Serratipes 555 mm'lik boyuyla onu geride bıraktı. Bu böceklerin gövde boyları 360 mm civarındadır.