|
FEN BİLGİSİ ÖĞRETİMİ
GİRİŞ
Annelerimiz; belki fen bilmeden fen prensiplerinden yararlanmakta ve fen’i kullanmaktadır: Naftalini dolapların üst rafına koymak, yoğurt maya tutmazsa içine bir tutam şeker atmak,yemek pişirirken tencerenin ağzını kapalı tutmak, çiçekleri aydınlık yere koymak, sulamak, patlıcanı pişirmeden önce tuzlayıp bırakmak, ekmek küflenmesin diye peksimet yapmak, kolonya sürüp serinlemek, çamaşırı silkeleyip gergin asmak, karpuzu kesip soğuması için güneşe bırakmak gibi...
İnsan hayatının bir çok alanında, düşünce ve davranışlarında, temel bilimlerin usullerini öylesine benimsemiştir ki, bunların kaynağının ve mahiyetinin farkına bile varmamaktadır.
Fen Bilgisi Eğitimi çocuğa yaratıcı düşünme becerisi kazandırır. Dünya’yı, çevresini tanımasına sevmesine katkıda bulunur.Öğretmeni, ailesi ve arkadaşları ile daha etkili bir iletişim kurmasına yardım eder.Fenle çocukta karakter eğitimi daha kolay yapılabilir.Çocuğun dili gelişir.Çünkü çocuğun dil gelişimi, yaşadığı, etkileşimde bulunduğu şeylerle daha kolay sağlanır.Fen eğitimi ile çocuğun dili gelişirken çocuk, mantık yürütme becerisi de kazanır.Çocukların fen problemini çözme yetenekleri gelişirken, yaratıcılıkları da artar ve çevreleri ile iletişim kurmaları ve hayat problemlerini çözmeleri daha kolay olur ve kendi öğrenmeleri üzerinde kontrol kurabilirler. Öğrencilerin fen becerileri gelişirken, pratik hayattaki becerileri de artar ve fenle birlikte diğer konuları da öğrenmeleri kolaylaşır. Böylece çocuklar ‘öğrenmeyi öğrenirler’.
Fenbilgisi her yerde her zaman her konuda,bir problemin kurulması,konu hakkında bilgi ve veriler toplanması,açıklamma ,organizasyon,veriler arasında iletişim kurma ,karar verme, sonuca gitmede etkili olur.Çocuklar problem çözerken veya karar verirken, yaratıcı düşünme becerisi kullanırken,çözümün mümkün olan en iyi çözüm olmasına yardım ederken ,diğer faktörler içinde münkün olan en iyi kararı verebileceklerdir.
Fen Bilgisi Eğitimi, çocuğun çevresindeki çekici ve şaşırtıcı zenginliğin eğitimidir. Çocuğun yediği besinin, içtiği suyun, soluduğu havanın, vücudunu, beslediği hayvanın, bindiği arabanın, kullandığı elektriğin, ışığın, güneşin eğitimidir. Bu anlamda Fen Bilgisi Eğitimi; çocuğun ilgi ve ihtiyaçları, gelişim düzeyi, istekleri, çevre imkanları göz önüne alınarak,uygun metot ve tekniklerle yapılması gereken, kolay, somut bir eğitimdir. Daha doğrusu öyle olmalıdır. Bütün bu anlatılanlar ışığında Fen Bilgisi Eğitimi ihtiyaç halindedir.Fen Bilgisi Eğitimini, eğitmenler yani öğretmenler verir. Eğitmenlerin iyi eğitim vermesi de onların bunu ne kadar bildiğine bağlıdır. Eğer öğrenim aşamasında iyi bir şekilde öğretildiyse veya kendisi öğrendiyse, Fen Bilgisini birilerine sunması kolay olur ve başarılı sonuçlar çıkar. Ama şu an Fen Bilgisi Öğretimini tam olarak çok kişi bilmiyor ve sıkıntı var.
Fen Bilgisi bütün öğretim kademelerinde en çok zorlanılan derslerin başında gelir. Bu zorluğu aşmak, dersi daha zevkli hale getirmek için derslerde elden geldiğince çok deney yapmak gerekir.Deneyler, yakın çevre malzemeleri ile hazırlanabilecek nitelikte olmalıdır. Genellikle anlatma ağırlıklı bir geleneğe sahip sistemimizde, bu deneyler zaman kaybı olarak görülebilir. Buna ek olarak başarısızlık riski ve korkusu, öğretmenleri bu tür etkinlikleri yapmaktan alıkoyabilir. Deneyleri yaparken ilk başlarda belli sıkıntılar, zaman kayıpları, zaaflar yaşansa bile; ilerleyen günlerde, dersler hem öğrenciler hem de öğretmenler açısından daha zevkli ve verimli geçmektedir.
Yaşı, kültürü ne olursa olsun, bir insan algıladığı olaylara kendine göre bir anlam verir. Görevimiz, öğrencilere standart bir bilgi kazandırmaktan ziyade gelişen ilgi, beklenti düzeylerine uygun olarak çevrelerindeki olaylarla ilgili, kendiliğinden oluşan izlenimleri içeren yaşantısal anlamları, bilgi düzeyine çıkarmaktır.Bir başka deyişle, çocuğun yaşantılarıyla ulaştığı ön kavramlaştırma düzeyini yakalayarak, onları, öğrenme konusu ve bilgi nesnesi haline getirmektir.Bu süreç, doğru kullanılırsa, çocuğun ileride fen eğitimi binasını yapacağı zemine sağlam bir temel atılmış olur.Burada, öğretmenin görevi, çocuğun deneylerle ilgili açığa çıkardığı yaşantılarına zenginlik ve derinlik kazandırmak, bu yaşantılarını eski bilgilerine karşılıklı neden – sonuç ilişkileri bağlamında entegre etmek ve biliş mozaiği ile ilgili bölümüne, bu bilgileri yerleştirmelerini sağlayıcı bir rol oynamaktır. Böylece, öğrencinin zihninde sebep – sonuç bağlantıları işlendikçe, zeka gelişimi, hayata, okula ve kendisine karşı sevgisi ve güveni de artacaktır.Başta belirtildiği gibi, hem öğrencinin hem öğretmenin fen konularına karşı içten bir çekingenliği vardır.Oysa, fen konuları çocuğun doğasına en yakın konulardır.Örneğin; Fen Bilgisi dersinde işlenecek ünitelerin adlarına bakıldığında; bu ünitelerin içerdiği konuların, çocuğun kendi ve yakın çevresi olduğu görülür.Nedir bunlar? Çocuğun soluğu hava, yürüdüğü yol, yedikleri, içtikleri ve giydikleridir.Çocuğun ilgi ve kapasitesini göz önünde bulunduran doğru bir yaklaşımla, bu konuların öğretilmeyecek nesi olabilir ki?
SORU : (Bu soruyu 4. sınıf arkadaşlara sormak istiyorum.) Bu zaman kadar öğrendiklerimizle, Fen Bilgisi Öğretimini iyi aldığınıza inanıyor musunuz ve Fen Bilgisi Eğitimini çocuklara başarılı bir şekilde sunacağınızı düşüyor musunuz?
ARAŞTIRMANIN KONUSU Araştırma konusu olarak çok az kullanılan, Türkiye de ve Dünya da belli başlı kişiler tarafından yapılan, bizlerinde yakından işlediği ve bildiği konuyu seçtim. Konumun ismi Fen Bilgisi Öğretimi.
Fen bilgisinde öğretmenin amacı; bütün öğrencilerin mükemmel bir fen programına hazırlanması, sadece fen konusunda çalışacak bilim adamları yetiştirmek değil, aynı zamanda yeni teknolojileri kullanabilen, bilimsel ve teknolojik kararlar verebilecek vatandaşlar yetiştirmek olmalıdır.
Fen bilimlerinde bilgi her geçen gün gelişmekte, yapılan yeni araştırmalar ve buluşlarla zenginleşmektedir.Bilgi birikimi mutlak gerçeklerden oluşmamıştır (Newton mekaniği, quantum mekaniği, relativite).Onun için fen öğretiminin amacı; hiçbir zaman sadece bir bilgi birikiminin öğrenciye aktarılması olmamalıdır.Amaç daha çok fenin ne olduğunun, nasıl işleyip geliştiğinin, nasıl fen yapılacağının öğretilmesi olmalıdır.Son yıllarda yapılan öğretim reformu çalışmalarında, bilimsel metot ve tekniklere, pratik becerilere öncelik verilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur.Bu anlayışa göre fen öğretilmez öğrenilir.Fencinin doğayı anlamak için kullandığı yöntemlerle öğrenilir.Öğrenciler kendi çabaları ile öğrenme yollarını bulup, bilgiye ulaşmalıdır.Kendi başlarına düşünüp, karar verip, çalışmalarını kendileri eleştirebilmelidir
Bugün ilköğretim çağındaki öğrencileri eğitmek demek, onları bugünün problemlerini değil, 2000’li yıllarda karşılaşacakları problemleri çözebilen insanlar yetiştirmek demektir.2000’li yılların problemleri ise, bugünün problemlerinden farklı olacaktır.Fakat bilimsel çalışmaların yöntem ve teknikleri bugünkünden pek farklı olmayacaktır.Onun için yarının gencinin eline zamanla eskimeyen bir araç vermek gerekir ki bu da bilime ulaşmanın yolunu öğretmektir.
ARAŞTIRMANIN AMACI Fen Bilgisi Öğretimi, bir çok kişi için ilgi çekici ve ihtiyaç olarak görülmeyebilir. Ama benim için bir ihtiyaçtır ve bütün Fen Bilgisi Öğretmenleri de böyle düşünmelidir.
M.E.B’ na ait okullarda yeterli düzeyde yani Fen Bilgisi kurallarına uyarak eğitim verilmiyor. Çünkü o kurallar kapsamında Fen Bilgisi öğrenilmiyor.
Fen Bilgisi kurallarını veren üniversitelerin bir kısmı da bunu bilmiyor.Hatta daha önceden bu kurallardan hiç bahsedilmiyordu. Bu kanıya, değişik üniversitelerden mezun olmuş öğretmenlerden dinlediğim bilgilerle ulaştım.Ama yavaş yavaş Fen Bilgisi Öğretimi, Fen Bilgisi Eğitimi veren kişiler tarafından ciddiye alınmaya başlandı. Bu araştırmayı yapmam, Fen Bilgisi Eğitimi alan kişiler tarafından da ciddiye alındığını gösteriyor.
Şu an bir çok okulda seviyeli ve kurallı Fen Bilgisi Eğitimi verilmediği için öğrencilerin çoğu Fen Bilgisi dersini sevmiyorlar. Sınavlarda düşük notlar alıyorlar, LGS sınavlarında Fen Bilgisi sorularının doğruluk yüzdesi en düşük yüzdelik olarak çıkıyor.
Fen Bilgisi Öğretiminin ciddiye alınması ve düzeyli bir şekilde öğrenilmesi, öğrencilere de yansır. Okullardaki Fen Bilgisine karşı öğrencilerin başarı yüzdesi artar. Bu başarının artması demek, hayata bakış açısının değişmesi, daha çok düşünüp daha geniş algılamasına ve uygulamasına sebep olur.
Fen Bilgisi, kitaplardan da anlaşılacağı gibi, çok geniş konulara sahiptir.Günlük hayattaki bir çok olayı içine alır. Yani Fen Bilgisinin kapsadığı alanlarla iç içeyiz. Ama çoğu kişi bunların işleyişini bilmez ve düşünmez. Gözlerimiz kapalıymış gibi davranıp, hareket ederiz.Oysa ki Fen Bilgisi Eğitimi; çocukların çevresinde sorumluluk taşımalarına yardımcı olur, Fen konuları ve sosyal konular arasında ilişki kurdurur, teknoloji okur yazarlığını geliştirir, heveslendirip, meraklarını arttırır, daha fazla araştırmacı olmayı sağlar, kişilerin dünyayı, kendini ve çevresini tanımasına ve sevmesine katkıda bulunur.
Fen Bilgisi Öğretimi, ne kadar kaliteli olursa, Fen Bilgisi öğrenimi kolay ve kalıcı olur. Dünya ya ve etrafımıza kapalı gözle bakmayız.
Bu konu üzerine az çalışma yapılması ve az kişi tarafından ilgilenilmesiyle, araştırma sonuçları az kişiye ulaşıyor. Az kişi bu sonuçlardan faydalanıyor ve uygulamaya geçiyor. Sonuç itibariyle çok ses getirmiyor. O sesi çevresindekiler duyuyor. Şu an bu konu üzerine talep var ama arz yok yada çok az. Arz’ın az olmasından dolayı araştırmaya giriştim ve sonuca da ulaştım sayılır. Bu araştırmayı ödev olarak sunduktan sonra, birkaç tane internet sitesinde yayınlatmayı da düşünüyorum. Böylece bir ben değil bir çok kişi araştırmadan faydalanmış olacak. Aslında bu araştırmayı yapan, bölümümüzde yeterince hocamız var. Bilhassa Prof. Dr. Ayla GÜRDAL hocamızın yığınla bu konu üzerine yayınlanmış eserleri var ama bizim bundan haberimiz yok. Ben dahi bu araştırmayı yaparken tespit ettim. Yakınındakilerin haberi yoksa uzaktakilerin haberi hiç olmaz.Böyle eserleri bir çok kişi kullanmalıdır, yararlanmalıdır. Çünkü bu eserler belki de Türkiye deki en değerli Fen eserleridir.
EVREN VE ÖRNEKLER
Aslında araştırmalar sonuç açısından gerçeklik taşıması için çok geniş kapsamlı olmalıdır.Ama bizlerin kısıtlı imkanları ve kısıtlı zamanı olduğundan çok geniş kapsamlı bir araştırma olmuyor.Yalnız şu avantajımız var; Fen Bilgisi evrensel bir bilim dalı olduğundan Fen Bilgisi kuralları, yöntemleri her yerde kullanılıyor ve güncelliğini koruyor.
Böyle bir araştırma için zaman bence çok önemli ve bana da bu zaman çok kısa geldi. Ben bu araştırmayı tüm Türkiye genelinde yapmayı planlamıştım. Yine de bu konuda çok şanslıyım. Çünkü çok geniş bilgiye sahip hocalarımız var ve bu konuda yardımcı oluyorlar. Bu araştırmanın Evreni Kadıköy İlçesi, Örnekle mi ise Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümün deki öğretmenler ve Özel Fenerbahçe Kolejin deki Öğretmenler.
Bilimsel araştırmalar her toplumda herkes tarafından yapılan günlük bir rutin değil eğitilmiş insanların yaptığı karmaşık, çok yönlü, meşakkatli bir iştir. Belki kişilik özelliklerini ortak tutum ve davranışları gerekli kılar. Oysa bir toplumda bilim eğitimi doğrudan yada dolaylı olarak bütün eğitim kurumlarında verilmektedir. Bu eğitimin niteliğini belirleyen öğelerden biri öğretmenlerin bu konudaki heyecan, istek ve ustalıklarıdır. Bilim eğitimi öğrencilere bilimle ilgili bilgiler kazandırmanın ötesinde, bilimsel araştırmaya ilgi ve istek uyandırmalıdır ki daha çok bilim adamı yetişsin. Bu araştırmanın böyle bir amaca hizmet etmesi en büyük dileğimizdir.
ARAŞTIRMAYI TANITMA
Bu araştırma, Türkiye’nin bir eksiği olan Fen Bilgisi Öğretimi hakkında bilgiler sunmayı ve bu sunumları bir çok kişiye ulaştırmayı amaç edinmiştir.
Bu anketi Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümü öğretmenleri ve Özel Fenerbahçe Kolejinin öğretmenlerine uyguladık.Ve sonuçta beklediğimiz ve öğreneceğimiz çok sonuca ulaştık.
Ankette 14 tane düşünmeyi gerektiren sorular vardı.Sorular anket sorularından uzaktı, klasik sınav sorularıydı ve ayrıntı gerektiren, uzun cevaplar verilmesi gereken sorulardı.
Şimdi anketteki sorulara verilen cevapların genel olarak özetini görelim:
1 – Fen Bilgisi Öğretimi nedir ? Bilimsel düşünme ve bilimsel düşünmeyi uygulamaya koymayı, sağlamaya, bireyin günlük yaşantısını kolaylaştırmaya,bireyi araştırmaya yönlendirmeye vb. teşvik etmek amaçlarını taşıyan, fen’i teorik sınırlarından çıkarıp daha kolay öğrenilebilir hale getiren bir eğitim – öğretim dalıdır.
2 – Fen Bilgisi Öğretimi, öğrenim gören kişiler için ne zaman başlanmalıdır ? Neden ? Aslında çok küçük yaşlarda başlar.Ancak buna birilerinin öğretimi üstlenmesi gözüyle baktığımızda çocuk çevresini algılamaya başladığında ailesi ve okul öncesi eğitimi ile başlamalı, daha sonra da diğer öğretim kurumlarında devam etmeli.
3 - Fen Bilgisi Öğretimi, her ortamda yapılabilir mi ? Evet Açıklama : Reel, sanal her ortamda yapılabilir. Ancak en sağlıklı olanı bireyin kendi kendine keşfederek öğrenmesi.Dolayısıyla ‘fen öğretimi’ nde de bu yola başvurulmalı! Bireyin öğrenme perspektifine uygun ortamlar yaratılmalı.
4 - Fen Bilgisi Öğretiminde, çevrede (okulda) aranan şartlar nelerdir ? Fen Öğretimi için doğal laboratuar, çevredir.Bu sebeple çevrede ve okulda öğrencileri fen eğitiminin gerektirdiklerine yönlendirecek ortamlar sağlanmalıdır. Fen Öğretimi ders çıkışında bitmemeli, devam etmelidir. Uygulama alanları sağlanmalı.
5 - Fen Bilgisi Öğretiminde, öğretmende aranan şartlar nelerdir ? Yaratıcı, araştırıcı, teorikte kalmayan, uygulamaya son derece önem veren, sabırlı, aktiviteleri zenginleştiren, beyin fırtınası yaptıran, alanına ait yayınları takip eden(bilimsel okur yazarlık)...vb.
6 - Fen Bilgisi Öğretimi, öğrenciler için gerekli mi ? Neden ? Evet. Çevreyi anlama, yaşamını kolaylaştırma, doğayı koruma adına her öğrencinin(sadece fen’e yönelenlerin değil) fen ile ilgili bilgi sahibi olmaları gereklidir.
7 - Fen Bilgisi Öğretiminin engelleri nelerdir ? Teorikte kalması, öğrencilerin bu dersi sevmelerini sağlayıcı etkinliklerin düzenlenmemesi.Sadece ders olarak görülmesi günlük yaşama taşınmaması.Bu gibi nedenlerle Fen Bilgisi öğretimi istenen düzeye ulaştırılamıyor.
8 - Fen Bilgisi Öğretimi, uzaktan eğitim (İnternet vs.) ile desteklenmelimidir ? Evet. Özellikle küreselleşme ile birlikte artık küçük yaşta internet ile tanışan çocuklar için uzaktan eğitime de yer verilmesi gerekliliği ortada. Eğlenceli bir sanal ortam sayesinde çocuğun fen’e karşı olan tutumu da iyileştirilebilir. % 75’den fazla gelecekte kullanımı gerektiren işlerde çalışacaklar.
9 – Fen Bilgisi nasıl kolay öğrenilir ? Yaparak, deneyerek, laboratuarda.
10 - Fen Bilgisi Öğretimi için 5 altın kural yazar mısınız ? a) Alan bilgisi b) Pedagojik Formasyon c) Yukarıdaki iki maddeyi birleştirme. d) Uygulama ortamlarının oluşturulması. e) Toplam Kalite Yönetimi kurallarına uygunluk
11 – Türkiye deki Fen Bilgisi Öğretimi ne durumda ? Yeterli mi ? Yetersiz.Belli başlı üniversiteler Fen Bilgisi Öğretimi dersini üni.öğrencilerine yeterli düzeyde veriyorlar. Üniversiteler kendi aralarında bilgi alışverişini yeterli yapmıyorlar.
12 – Fen Bilgisi Öğretiminde Marmara Üniversitesinin yeri nerede ? Fen Bilgisi Öğretmeni yetiştirmede güçlü bir kadroya sahip. Ancak sınıf mevcutlarının kalabalıklığı ve fiziksel(özellikle laboratuar) şartları o kadar iyi değil.
13 – Marmara Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliğinde, öğretmenler kendi içinde ve öğretmenler öğrencilerle ne gibi çalışmalar yapıyorlar ? Öğretim Üyelerinin kişisel çalışmaları(makale, kitap), Anabilim dalında geliştirilen projeler, uygulamalı derslerde öğrencilerle öğretmenlerin ortak çalışması,Fen Kulübünün faaliyetlerine katılma...
14 – Fen Bilgisi Öğretimi için hangi kaynakları ve yayınları kullanıyorsunuz ? Y.Ö.K : Dünya Bankası ’Fen Öğretimi’ ‘Fen Öğretimi’ A.Gürdal, F.Şahin, A.Çağlar ‘Fen Deneyleri’ A.Gürdal, A.Çağlar ‘Kavram Atlası’ F.Şahin Bilim ve Teknik, Bilim Çocuk, Science Education...... DEĞERLENDİRME
· Öğretmenler konuya hazırlık sorusu ile başlamalı, beyin fırtınası ile öğrencilerin derse motivasyonunu sağlamalıdır (Gürdal ve diğerleri, 1998).
· Kavram haritası kullanılarak konunun adım adım ilerlemesi, kavramların doğru öğrenilmesi sağlanmalıdır (Gürdal ve diğeri 1998, Gürdal A ve diğeri 1998). · Modeller ve benzetmelerle konu zenginleştirilmeli, oyunla öğretimin avantajlarından yararlanılmalıdır. · Deneyle konu desteklenmeli, buluş yolu ile öğrencilerin sonuca ulaşması sağlanmalıdır
· Grup çalışması ve parçalı öğretim ile işbirlikçi öğretim sağlanmalıdır. · Problem çözmenin basamaklarından yararlanılmalıdır. · Bulmacalarla konu pekiştirilmeli, geri bildirim alınmalıdır (Gürdal, A ve diğeri1996). · Günlük hayattan örnekler verilerek, konu ile günlük hayat arasındaki bağlantı sağlanmalıdır. · Tabiatın bir laboratuvar olduğu akıldan çıkarılmadan, öğrenciler önce iyi bir gözlem,sonra iyi bir deneyci ve araştırmacı olarak yetiştirilmelidir.
Eğitimin kalitesini yükseltmek; 2000’li yılların öğrenmeye doymayan, durmadan kendini yenileyen, bilgiye susamış, bilimsel düşünen, arkadaşları ile uyumlu çalışan öğretmeni yetiştirmekle mümkündür.Geleceğin buluşlar yapan bilim adamını, ülkenin problemlerini kolayca çözen bürokrat ve yöneticileri yetiştirmek ancak bugün öğrencilere bilimsel düşünme becerileri kazandırmakla mümkündür.
Bütün elverişsiz şartlara rağmen iyi bir fen öğretmeni, iyi bir fen öğretimi için, bütün metot ve teknikleri kullanarak, çocuğun mümkün olduğu kadar çok duyu organına hitap ederek, bütün şartları zorlayarak başarı sağlayabilir.
Fen bilgisi her yerde her zaman her konuda, bir problemin kurulması, konu hakkında bilgi ve veriler toplanması, açıklama, organizasyon, veriler arasında iletişim kurma, karar verme, sonuca gitmede de etkili olur.Çocuklar problem çözerken veya karar verirken, yaratıcı düşünme becerisi kullanırken, çözümün mümkün olan en iyi çözüm olmasına yardım ederken, diğer faktörler içinde Mümkün olan en iyi karar verebileceklerdir.
Çocuklar ilköğretim okullarına fene meraklı, araştırıcı, yaratıcı olarak başlıyorlar fakat biz onların bu merak ve yaratıcılıklarını besleyip geliştiremiyoruz.Çünkü ilköğretim laboratuar kurulup, kullanılması adet haline gelmemiştir.İlköğretim okullarının çoğunda bir laboratuar yoktur.Başlangıçta olanlarda lüzumsuz görülerek, sonunda dershane haline getirilmiştir.Dolaplara yerleştirilmiş aletlerin çoğu bozuk veya işlemez durumdadır.Bu dolaplarda kuvvetli bir mıknatıs dahi bulunmamaktadır.Öğretmenler kalabalık sınıflarda bireysel çalışma yaptırılamayacağı fikrini olumlu hiçbir çaba harcamadan kabul etmiştir.Zaman zaman yapılan ve neyi gösterdiği, neden yapıldığı, ne sonuç bulunduğu, günlük hayatla bağlantısı öğrenciler tarafından pek anlaşılamayan gösteri deneyleri yasak savmadan öteye gitmez ve amacına ulaşmaz.Öğrencilerin evde yapıp getirdiği deneyler ise, öğrenci velisi tarafından yapıldığından öğrenciye bir şey kazandırmaz.
Böylece fen dersleri; tahta tebeşir tekniği ile, doğa gerçeğinden kopuk, kuru, arada problem çözme, tanımlar yapıp yazdırma, arada soru sorup cevap alma şeklinde yerleşik öğrenim düzeni içinde işlenmektedir.Yani fen öğretimi öğretmen merkezli, ezberci ve otoriterdir.Öğrencinin kendine güvenip, yaratıcı fikirler üretmesine, kişiliğinin gelişmesine imkan vermez.
Müfredat programlarında; fen’in öğrencide ne gibi yetenekler geliştirmesinin beklendiği yazılır.ders konuları listesi ve bu konularda öğrencilere kazandırılmak istenen hedef ve davranışlar sıralanır.Öğrencilere bu hedef ve davranışların nasıl kazandırılacağı üzerinde durulmaz.
Kitaplarda müfredat programlarına göre yazılır.Öğretmenlere yol gösterecek, öğrencilere hedef ve davranışların kazandırılmasında hangi metot ve teknikleri uygulamaları gerektiğini gösteren kılavuz kitaplar yazılmaz.Öğretmenler fen programlarının pedagojik amaçlarının nasıl işlerlik kazanacağını kendi tecrübeleri ve çalışmaları ile bulmak zorundadır.
Son zamanlarda fen öğretiminde yapılan çalışmalar; ilköğretim öğrencilerinin ne öğrenmesi nasıl öğrenmesi gerektiğini, bütün araç ve gereçleri ile, somut örnekler halinde ortaya koymuş, öğretmenleri hizmet içinde alan bilgisi, öğretim metot ve teknikleri uygulama ve değerlendirmelerle yetiştirmeyi amaçlamıştır.
Fen bilgisi her yerde her zaman her konuda,bir problemin kurulması,konu hakkında bilgi ve veriler toplanması,açıklanma ,organizasyon,veriler arasında iletişim kurma ,karar verme, sonuca gitmede etkili olur.Çocuklar problem çözerken veya karar verirken, yaratıcı düşünme becerisi kullanırken,çözümün mümkün olan en iyi çözüm olmasına yardım ederken ,diğer faktörler içinde mümkün olan en iyi kararı verebileceklerdir.
KAYNAKLAR
1-Gürdal A. ve diğerleri “Okul Öncesi Dönemle İlgili Fen Faaliyetlerine Örnekler” Yapa Yayınları,1993, Sayfa: 164-171.Ankara.
2-Gürdal A. “Fen Öğretimi” Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Yayınları, 1988, Sayfa: 21-34/49 Kocaeli.
3-Gürdal A. “Fen Öğretiminde Laboratuvar Etkinliğinin Başarıya Etkisi” Özel Kültür Okulları Eğitim de Arayışlar 1.Sempozyum Eğitimde Nitelik Geliştirme, 13-14 Nisan 1991, Sayfa:285-287.İstanbul
4-Gürdal A. “İlkokul Fen Eğitiminde Laboratuvar ve Araç Kullanımı” M.Ü. Eğitim Bilimleri Dergisi, Sayı 3, Sayfa:145-155/352.1992.İstanbul.
5-Gürdal A, Bay Bilgisi ve Hayat Bilgisi Derslerinde Öğretim Metodu Olarak Bulmacanın Kullanılması” Yaşadıkça Eğitim Kasım/Aralık 1996, Sayfa:14-18. İstanbul.
9-Gürdal A, Macaroğlu E. “Sınıf Öğretmenliğinden Liseye Kuvvet Kavramı” Bursa Uludağ Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Kongresi.
10-Bakioğlu Ayşe,İşçi Süleyman, Muradoğlu Süeda.’Okullardaki Toplam Kalite Yönetimi’ Marmara Üniversitesi.
11-Gürdal A,Şahin f,Çağlar A.’Fen Eğitim (İlkeler,Stratejiler ve Yöntemler) , Sayfa :11 Marmara Üniversitesi HAZIRLAYANIN:
ADI : Süleyman SOYADI : İŞÇİ BÖLÜMÜ : Fen Bilgisi Öğretmenliği SINIFI : 4 – A NO : 9936008 DERS : Fen Teknoloji ve Toplum DERSİN HOCASI : Yrd. Doç. Dr. Esra Macaroğlu AKGÜL İSTANBUL 2002
|
|