ANA SAYFA

ATATÜRK ALBÜMÜ

FATİH AKYÜZ KİM?

KONULAR

FEN BİLGİSİ

EĞİTİM SİTELERİ

İLGİNÇ

REHBERLİK

FEN DRAMALARI

FEN BULMACALARI

FEN ŞİİRLERİ

SUNULAR

BİLİMSEL ÇALIŞMA

BASINDA FENOKULU

EĞİTİM KİTAPLARI

HABER

OYUN

YENİLER

ŞİİR

ZİYARETÇİ DEFTERİ

İLETİŞİM

EĞİTİM PROGRAMLARI

MATEMATİK

TÜRKÇE

SOSYAL

DİN

İNGİLİZCE

RESİM

MÜZİK

1.SINIF

2.SINIF





EkleÇıkar



Forumda Tartışıyoruz.



Fenbilgini-e-posta

Mail adresiniz:

Kime:

Konu :

Mesaj :


 



 

Galaksilerin yok olduğu uzaya doğru

 

Yerküremiz ve Güneşimizin sonu üzerine bilim eldeki verilerden yola çıkarak gerçeğe yakın kestirimlerde bulunabiliyor ancak Evren’in geleceği konusunda kafalar karışık.

Bir senaryoya göre, Evren değil, ama 100 milyar yıl içinde galaksiler yok olacak. Tamamen karanlığa gömülen Evren ise sonsuz ve çok yavaş bir ölüme tanık olacak. Belki de yeni doğumlara gebe olacak.

Birgün her tür yaşam Dünya’da yok olacak. Daha uzak bir gelecekte ise Güneş ve diğer yıldızlar parlamayacak. Ancak Evren’in sonu gelmeyecek! ‘Big bang’in tersi olan ve birgün uzayın içerdiği maddelerin ağırlığı altında çökebileceği varsayımı herhalde hiç gerçekleşmeyecek. Yaklaşık 15 milyar yıl önce, Big bang sırasında başlayan uzay Ğ zamanın genişlemesi gittikçe hızlanıyor. Başka bir deyişle galaksiler birbirlerinden gittikçe daha hızlı bir şekilde uzaklaşacak, ortalama sıcaklık azalırken enerji ve madde gittikçe daha geniş bir alanda yayılacak. Başka bir deyişle, büyük bir patlamayla doğan Evren çok uzun sürecek bir can çekişme süreci içinde yok olacak.

Ancak bu uzun can çekişme sürecinin tam olarak neye benzeyeceğini kimse tam olarak söyleyemiyor. Amerikalı fizikçi Fred Adams’a göre Evren henüz ‘ergenlik’ döneminde bulunuyor. Adams, genişleme hızlandığı sürece galaksilerin de gittikçe daha hızlı bir şekilde birbirlerinden uzaklaşıp görünmez hale geleceklerini belirtiyor. Daha sonraki aşamada ise, yavaş yavaş yıldızlar sönecek. Galaksimizde günümüzdeki gaz miktarını ve yıldızların ömrünü hesaplayan fizikçiler Samanyolu’ndaki tüm yıldızların ve diğer galaksilerin birkaç yüz milyar yıl içinde söneceğini tahmin ediyorlar. Başka bir deyişle, gökyüzünün tamamen karanlığa gömülmesi için Evren’in doğuşundan beri süregelen zamandan on bin kat daha uzun bir süre gerekiyor. Bu sürenin ardından da yaşama enerji kaynağı olabilecek herhangi bir yıldız ışığı kalmayacağı için canlı türlerinin varlıklarını sürdürebilmeleri mümkün olmayacak.

Galaksiler mezarlığı

Bu süreçte, galaksiler adeta iç karartıcı bir hayvan mezarlığına dönüşecek. İlk önce siyah cüceler (Güneş’ten kalan artıklar), nötronlu yıldızlar (büyük yıldızların kalıntıları) ve kara delikler (aşırı büyük yıldızların kalıntıları) ve daha sonra da kahverengi cüceler (parlayacak kadar büyük olmayan yıldızlar), soğuk madde yani gezegenler, kometler, asteroidler ve yıldızlararası tozlar ortaya çıkacak. Bu hüzünlü kortejin en sonuna belki Dünya da eklenecek. Kısacası yüz milyarlarca yıl içinde tüm galaksiler ‘buharlaşacak’. Bu süreyle ilgili bir fikir edinebilmek için de Big Bang ile günümüz arasında geçen sürenin zaman ekseni üzerinde 1 milimetrelik bir yer kapladığını belirtmek gerekiyor; yani galaksilerin yok olacağı zamanı da 10.000 km’lik bir uzaklığa yerleştirmek gerekiyor.

Sıra kara deliklerde

Galaksilerin ardından ise sıra kara deliklere gelecek. Stephen Hawking’in 1974’te geliştirdiği bir teoriye göre, kara delikler dönüşü olmayan uçurumlar değil. Bunlar, elektron, pozitron gibi her tür parçacıktan oluşmuş radyasyon yayabiliyorlar. Paris’teki astrofizik enstitüsünden Nicolas Prantzos ise bunun kuvantik bir fenomen olduğunu, gerektiği kadar uzun bir süre beklendiği halde gerçekleşebileceğini belirtiyor. ‘Gerektiği kadar zaman’ tanımı ise, küçük kara deliklerin yani yıldız kadavralarının buharlaşması için 100 trilyon yıl anlamına geliyor! Kısacası insan beyninin algılayamayacağı, zaman ölçeği üzerinde tanımlanamayacak bir süre söz konusu. Kara deliklerin bütünüyle sönmesinden önce ise ışımaları bütünüyle son bulacak.

Tüm sır protonda

Peki tüm bunlar tarihin sonu anlamına mı geliyor? Bu durum, insandan gezegenlere kadar hemen hemen her şeyin temel yapı taşlarından biri olan protona bağlı olduğuna göre bu konuda çok da fazla emin olunamıyor. ‘Büyük birleşme’ olarak tanımlanan, henüz kanıtlanmamış bazı fizik teorilerine göre proton kararsız bir yapı içeriyor. Bu da belirsiz bir sürede kendisinden daha küçük parçacıklara bölüneceği anlamına geliyor. Parçalanmanın ne kadar zamanda meydana geleceğini kestirmeye çalışan bazı fizikçiler, protonun kara deliklerden daha kısa ömürlü olacağını varsayıyorlar. Ancak bu hipotezin gerçekleşmemesi ve protonların daha uzun süre yaşamaya devam etmesi halinde gezegen ve asteroid gibi katı maddeler de kara deliklerin buharlaşmasının ardından varlıklarını sürdürecekler.

Sıcaklığın ve dolayısıyla enerjinin gittikçe azalacağı bu evrende, bu küçük soğuk cisimlerin atomları gittikçe daha kararlı bir hal alacaklar. Kuvantum mekanizmasına göre de, bunların tümünün demir atomuna dönüşmesi gerekiyor. Amerikalı fizikçi Freman Dyson’ın hesaplarına göre, bu durum (10 kuvvetinde) 76 yıl içinde meydana gelecek; bu da fizik tarihinde şimdiye kadar tanımlanamamış bir rakama denk düşüyor. Böylece bunlar da zamanı geldiğinde kara deliklere dönüşüp yok olacaklar.

İşte Evren’in tarihiyle ilgili gerçeğe en yakın hipotez. Kısacası sonsuz bir tarih. Nicolas Prantzos’un görüşü doğrultusunda eldeki kanıtlara göre, sonsuzluk sürekli genişleyen sonsuz Evren’de elektronlara, pozitronlara, nötrinoslara ve fotonlara ait olacak.’ Evren ise yıldızsız, kapkaranlık bir yer olmayı sürdürecek.
Kaynak: Hürriyetim