a) Orman Tahribatı :
Ormanlar hem canlılar için barınak hem de oksijen kaynağıdır. Orman yangınları, ihmal, dikkatsizlik, kaçak yapılaşma ve arazi açmak için ağaçların bilinçsizce kesilmesi gibi sebepler yüzünden ormanlar tahrip olmaktadır. Bunun sonucunda ekosistemlerin doğal dengesi bozulmakta, ormanda yaşayan canlı türleri ve bu türlerin habitatları yok olmakta, toprak zenginliği kaybolmaktadır.
(Ülkemizde orman yangınlarının kayıtları 1937 yılında tutulmaya başlanmıştır. Bu kayıtlara göre yaklaşık 1,5 milyon hektar ormanlık alan yok olmuştur.).
b) Çığ :
Yüksek yerlerdeki karların şiddetli ses etkisiyle dağın yamaçlarına yuvarlanmasına çığ denir. Eğimli arazi üzerinde birikmiş büyük kar örtüsü, yer çekimi etkisiyle kaydığında çığ oluşur. Çığ genellikle bitki örtüsü olmayan, dağlık ve eğimli arazilerde görülür. Çığlar beraberinde toprak, taş ve ağaçları da sökerek götürür. Bu şekilde meydana gelen aşınma ve taşınma, toprağı verimsizleştirerek canlıların yaşamını tehlikeye sokar. Çığlar, tarım alanlarının veriminin düşmesine ve su kaynaklarının kirlenmesine neden olur.
c) Nükleer Silahlar ve Nükleer Santral Patlamaları :
Nükleer silahlar, nükleer santrallerdeki kazalar ve bu kazalar sonunda ortaya çıkan nükleer atıklar kirlenmeye sebep olur. Nükleer atıkların birçoğu etkisini uzun yıllar sürdürür ve canlılarda ölümcül etkileri vardır.
d) Biriktirilmiş Suların Taşkınlara Yol Açması :
Barajların yıkılması sonucu oluşan taşkınlar, bitki örtüsüne, ekili alanlara ve toprağın verimli tabakasının taşınmasına neden olur.
e) Aşırı Nüfus Artışı :
Bir bölgedeki ya da ekosistemdeki nüfus artışını ya da azalışını o ekosistemdeki göçler, doğum ve ölüm olayları belirler. Nüfus artışının az olduğu dönemde insan tarafından çevreye verilen zarar doğal yollarla kendiliğinden düzeltilebiliyordu. Nüfus artışı fazla olduğu için;
▪ Doğal kaynaklar aşırı kullanıldı.
▪ Barınma amacıyla yeşil alanlar yok edildi.
▪ Büyük kentler çevre kirliliğine yol açtı.
▪ Araçların egzoz gazları hava kirliliğine yol açtı.
▪ Soğutucularda kullanılan (flora klora) karbon maddesi ozon tabakasını inceltti.
▪ Tarımsal alanlarda yapılan ilaçlamalar yararlı böcekleri de yok etti.
▪ Evsel atıklar, lağım suları ve sanayi atıkları çevreyi kirletti.
▪ Tarımda üretimi arttırmak için aşırı kullanılan gübreler çökerek toprağın ve yeraltı sularının kirlenmesine yol açtı.
f) Plansız Sanayileşme :
Nüfusun hızla artması sonucu sanayi gelişmiş ve bunun sonucu çevre (hava, toprak, su) zarar görmüş, kirlenmiştir.
▪ Tarla ekmek için orman arazilerinin yok edilmesi.
▪ Artan kereste ihtiyacı nedeniyle ormanların kesilmesi.
▪ Fabrika bacalarına filtre takılmaması.
▪ Fazla ürün elde etmek için tarımda aşırı gübreleme ve ilaçlama yapılması.
▪ Fabrika atıklarının arıtılmadan suya ya da toprağa verilerek su ve toprağı kirletmesi.
g) Doğal Kaynakların Bilinçsiz Kullanılması :
Bir ekosistemdeki hava, toprak, su, hayvanlar, bitkiler, yeraltı zenginlikleri ve doğal güzellikler o ekosistemdeki doğal kaynakları oluştururlar. Doğal kaynakların bilinçsiz kullanılması çevre kirliliğine yol açar.
▪ Kimyasal ve biyolojik silahların kullanılması.
▪ Gereksiz tarım ilaçları ve böcek öldürücülerin kullanılması.
▪ Soğutucuların ve spreylerin fazla kullanılması.
▪ Ev ve sanayi atıklarının çevreye dağılması.
▪ Nükleer silahların ve radyasyona yol açan maddelerin kullanılması.
▪ Kalitesiz fosil yakıtların (kömür, petrol, doğal gaz) kullanılması.
h) Biyolojik Silah Kullanılması :
Canlılara zarar vermek için kullanılan bakteri, virüs gibi bulaşıcı mikroorganizmalar ile toksin ve zehirlere biyolojik silah denir. (Daha çok askeri amaçlı kullanılır.). Biyolojik maddeleri yaymak için hava, su ve mekanik taşıyıcılar (böcekler) kullanılır. (Biyolojik maddeler, kokusuz ve tatsız gaz bulutu hâlinde atıldığı zaman, mikron boyutunda son derece küçük parçalardan oluştuğundan insan gözüyle görülemez.). Biyolojik organizmaların çok küçük bir parçası bile kimyasal silahlardan daha ölümcül olabilmektedir.
ı) Erozyon :
Toprağın (yer çekimi), su ve rüzgâr etkisiyle aşınıp taşınmasına erozyon denir. Erozyon olan yerlerde verimsiz toprak örtüsü kalır ve çölleşme başlar. Bu nedenle bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliği yani biyolojik çeşitlilik azalır.
i) Heyelan (Toprak Kayması) :
Kayalık olan yamaçlardaki toprağın yağış, sel, deprem, arazinin eğimi ve toprak yapısı gibi nedenlerle aşağı doğru hareket etmesine heyelan denir. Heyelan sonucu yer değiştiren toprak bitki örtüsüne zarar verir ve hem bitki hem de hayvan çeşitliliği yani biyolojik çeşitlilik azalır.
j) Sel :
Yağış sularının (buharlaşan veya yer altına sızan bölümünden geriye kalan suyun) toprak tarafından emilememesi sonucu yeryüzünde oluşan akıntılara sel denir. Çok miktarda, kısa süreli ve çok şiddetli sağanak yağışlar büyük çapta sellerin oluşmasına sebep olur. İlkbaharda kar örtüsünün erimesiyle de sellerin oluşumu artar.
Seller hem sosyal hayatı hem ekonomik düzeni hem de doğal yaşam ortamlarını bozar. Seller, büyük kentlerde de etkili olmakta ve büyük ekonomik zararlar vermektedir. (Dik yamaçlarda tarım yapılması, evcil keçilerin bitki örtüsünü tahrip etmesi, aşırı otlatma gibi faktörler sellerin oluşumunu ve etkisini arttırmıştır.).
|