Eğitim Öğretim Yöntemleri
Diğerleri
DEĞERLER EĞİTİMİ

Değerler var oluşun kaynağı, doğal sınırları ve sonuçlarıdır. Temel değer sevgi enerjisidir. Çünkü bütün var oluş sevgi enerjisinin formlaşma- özleşme ritmine göre tecelli eder. Yani sevginin evrimidir. Amaç ve araç nitelikli birey-grup davranışlarını determine eden değerler skalası sevgi dediğimiz temel değerin türevleri olarak karşımıza çıkar. Buna göre insan deneyiminin iki temel dayanağı vardır. Sevgi ve korku. Sevgi, cevher dayanağıdır; yani gerçekliktir. Korku, kendi başına varlığı olmayan sevgi eksikliğine bağlı arazlardır; veya illüzyondur. Bütün pozitif değerler, sevginin açılımıdır; bunun izdüşümü korku kaynaklı negatif değerler skalasıdır. İnsan deneyimi ve davranışı bu iki skala tarafından belirlenir.
Değerlerin kaynağı doğanın ruhu, yani kozmik bilinçtir. Bu bilinç, zaman ve mekan sınırlaması olmaksızın, bütünde ve her parçada ışımaktadır. Doğanın özeti niteliğindeki insanda da moleküler ve hücresel boyutlara kadar kozmik bilinç dediğimiz sevgi enerjisi sinmiş durumdadır. Buna bir bütün halinde ruh otoritesi, yani insanın gerçek ruhsal benliği diyebiliriz. İşte değerlerin kaynağı, herhangi bir din, ideoloji ve kültür değil, insan ruhunun içerdiği parametreler yumağıdır. Buna göre değer eğitimi insanın eksik bilincinin dışarıdan aşılanan etik kurallarla tamamlanması yani vahşi tabiatın ehlileştirilmesi değildir. Bu yaklaşım, insanı eğitmek değil, ergiterek özüne yabancılaştırmaktır. Onu manipüle etmek, özgür iradesini elinden alarak, başkalarının beğenisine uygun ikinci el bir hayata mahkum etmektir. Gerçekte değer eğitimi insanın ruhundaki içsel bilgeliğin ortaya çıkmasını kılavuzlamaktır. İnsan kişiliğini belirleyecek bütün değerler bu etkileşim ve eğitişimle ortaya çıkmış olacak ve insan ruhunun beğenileri istikametinde özgür iradesini kullanarak bilinçli formda yaşamış olacaktır. Değerin dışarıdan aşılanması insanı, koşullandırma ve tepkisel kişilik oluşturma çabasıdır. Oysa değer eğitiminin hedefi tüm koşullanmaları bertaraf edip, insanı ruhundan determine edilen etkisel kişi haline getirme vizyonu olmalıdır.
İnsan davranışını belirleyen, doğal değerler barometresi şöyle sıralanabilir:
Pozitif Değerler
1. Masumiyet, nedensiz neş`e, bilgelik, farkındalık ve doğallık.
2. Saf bilgi, saf arzu ve saf dikkat.
3. içsel neş`e ve huzur duygusu, tatminkarlık(varlık bilinci), kendinin efendisi, öğretmeni olma.
4. Korkusuzluk, güven, koşulsuz sevgi ve şevkat, sorumluluk bilinci.
5. Objeleştirme kapasitesi, (kapılmadan katılma), (kaynak-kanal ayırdı), doğal diplomasi, kolektif bilinç, yüzleşme ve düzeltme bilinci.
6. Affedicilik, şevkat, onama kutsama.
7. Teslimiyet ve doğa ile birlikte olma.
Negatif Değerler
1.Şehvet ve cinsel şiddet; fanatizm (kör inanç), yapaylık, biçimcilik(şekilcilik ve imaj tutkusu)
2. Hurafe inançlar ve bilgiler, öfke, saldırganlık, bencillik ve sabırsızlık.
3.İş, eş ve aş huzursuzluğu, karamsarlığı. Hırs, aç gözlülük, bağımlılık(işe, eşe, aşa bağımlılık), otorite bağımlılığı.
4. Korku ve yetersizlik duygusu, bağımlılıklar, şartlanmalar (koşullanmalar), güvensizlik,sevgisizlik, sorumluluktan kaçma.
5. Kıskançlık ve rekabet, saldırganlık, yalan, bencillik-ayrımcılık, suçluluk duygusu(birey ve toplum olarak).
6.Affedememe,kınama,direnme,yargılama(kendini ve başkalarını) ,hükmetme (domine etme), sahiplenme, özdeşleşme, kibir, şımarıklık, sabit fikirlilik.
7. Şüphe ve direniş(doğaya karşı çıkma).

Genellikle soru, inceleme, nedenini arama gibi yaklaşımların içinde önyargı, eleştiri veya zorunlu çözüm bulunur, ayrıca konuşma sorulara cevap vermeye takılarak, yön değiştirip asıl konudan uzaklaşabilir. Sorularla yürüyen iletişimde, genellikle soru soranın nereye varmak istediği konuşan kişi tarafından anlaşılamadığından, konuşan endişeye kapılabilir veya savunmaya geçebilir.

4. TEŞHİS, TANI KOYMAK, TAHLİL ETMEK:
"Aslında sen öyle demek istemiyorsun..."
"Ben senin aslında neden öyle yaptığını biliyorum..."
"Aslında senin derdin başka..."
"Anlaşılan bir süre sana yardımcı olmamı isteyeceksin..."
"Bunları beni üzmek için anlatıyorsun anlaşılan..."
Bu tür yaklaşımlarda, dinleyen kişi sanki konuşanın niyetini, söylemek istediklerini çok iyi biliyormuş, onun kafasının içindekileri okuyormuş gibi bir tavır içine girdiğinden, konuşanı savunmaya ittiği gibi, sinirlenmesine, sabırsızlanmasına veya öfkeli cevaplar vermesine neden olabilir. Konuşan kişi kendini kıstırılmış, yanlış anlaşılmış, yanlış yorumlanmış gibi hissedebileceği için büyük olasılıkla iletişimi keser. Psikoloji hobiniz olabilir ama terapatik yöntemler arasında kullanılabilen bu tür iletişimin kurallarını tam bilmeden, günlük ilişkilerinize aktarmaya kalkmanız, sizinle konuşmayı güçleştirebilir. Aklınızda bulunsun...:)

5. TESELLİ ETMEK, KONUYU DEĞİŞTİRMEK:
"Aldırma, boşver..."
"Düzelir canım, bunu dert etme..."
"Üzülme..."
"Başka şeyden konuşalım..."
"Olur böyle şeyler, geçer..."
"Bir kahve iç düzelirsin..."
"Boşver canım arkadaşlar arasında olur böyle şeyler..."
"Aman sen de herşeyi ciddiye alıyorsun, yak bir sigara..."
Aslında teselli etmek çok güzel ve yararlıdır, ancak önemli olan teselliyi kişiyi duyduğumuzu belirttikten sonra verebilmektir. Söyledikleri duyulmadan, teselli ediliyormuş hissini yaşayan kişi, kendini anlaşılmamış, dinlenilmemiş, söyledikleri saçma sapan gibi algılanmış hissedebilir. Önemsenmemiş veya tam olarak dinlenilmemiş olmaktan dolayı kızgınlık duyabilir. Genellikle, dinlemeden verilen teselli mesajları, konuşan kişide sorununun küçümsendiği duygusunu yaratabilir.
Bunların ardından, gelin kendimizi gözden geçirelim...Çocuğumuz, arkadaşımız veya eşimizle yaptığımız günlük konuşmalarda tarzımız ve yaklaşımımız genelde nasıl?...İletişimimiz yukarda sözü edilen dinleme engellerine takılıyor mu?...Tam yanıtı bulamıyorsanız, kendinizi 1-2 gün izlemenizi öneririm. Çünkü iyi bir dinleyici olmanın, yani karşıdakini dinleme ve anlamanın bence birinci şartı; kişinin öncelikle kendini dinlemeyi ve anlamayı başarabilmesidir....:)
Önerilen kaynaklar:
Atabek, E. (1995). Çocuklar, Büyükler ve Tavşanlar. Altın Kitaplar: İstanbul.
Aydoğmuş, K. ve arkadaşları (1992). Ana-Baba Okulu. Remzi Kitabevi: İstanbul.
Clarke, J. I. (1996). Çocuk Bakımı ve Eğitimi - I. Papirüs Yayın Dağıtım: İstanbul.
Gordon, Thomas (1996). E.A.E. Etkili Anababa Eğitimi: Aile İletişim Dili. Sistem Yayıncılık.
Gordon, Thomas (1996). E.A.E. Etkili Anababa Eğitiminde Uygulamalar. Sistem Yayıncılık.
Navaro, Leyla. Beni Duyuyor Musun? Ya-Pa yayınları: İstanbul.
Yavuzer, Haluk (1996). Çocuk Eğitimi El Kitabı. Remzi Kitabevi: İstanbul.

5893 Kez okundu
Yorum İçin Üye Girişi
Şikayet Bildirimi
Avatar Seç
   
Yorumunuz şu an yayınlanacaktır. Fenokulu'nun bir eğitim sitesi olduğunu, IP numaranızın bizde saklandığını ve yasal sorumluluğun size ait olduğunu bilerek mesajınızı yazınız. Üç adet şikâyet et tuşu ile mesajınızın görüntülenmesi durdurulup incelemeye gönderilir.
Görüş ve yorumlarınız bizim için değerlidir. Yorumlarınız kontrol edildikten sonra yayınlanmaktadır.


Yorumlar Yükleniyor..
 
Fenokulu.net , Fen eğitimine katkı sağlamak için kurulmuştur. Paylaşımda bulunan Fen Bilimleri öğretmenlerinin çalışmaları, sınıfın dışına çıkmış,
diğer öğrenci ve öğretmenlerin kullanımına sunulmuştur. Kaynak gösterilerek çalışmalar paylaşılabilir.
Muharrem Baytekin © 2002-2022 Fenokulu.net
       İletişim & Reklam Kaldırılması İstenilen Doküman