Orta öğretim sınavı hazırlığında öğrenmenin kalitesi ve zamanın iyi bir şekilde kullanılması açısından en etkili ancak külfet gerektiren bir yöntem olarak, OKS hazırlığında anlatılan birebir ders tekniğinin bazı olumlu ve olumsuz yönleri bulunmaktadır.Bunları öğrenci , öğretmen ve materyal bakımından değerlendirdiğimizde şu teknik bilgiler gün ışığına çıkmaktadır.
Bu yöntemle öğretmen ve öğrenci eksik konuları birlikte değerlendirerek , anlaşılmayan soru tipleri ve konular üzerinde daha yoğun çalışmaya olanak verip iyi bilinen noktalar hızlıca bir tekrar sonrasında çeşitli soru çeşitleri ile tekrar edip daha iyi anlaşılmasını sağlamak. Öğrenci genellikle kalabalık sınıflarda anlatılan derslerde , anlaşılması zor olan konulardan, soru işaretleri ile dersten ayrılmaktadır…. Grup çalışması yapılan derste ise bütün ilgi o gruptaki öğrencilere yoğunlaştırılacağından öğrenci ile birebir ilgilenilmiş ve başlangıçta derste soru işaretleri ile ayrılan öğrenci ,Sonunda konuya ilgili ve kafasındaki bütün soru işaretlerinden arınmış bir şekilde ben bu konuyu öğrendim diyerek dersten ayrılır.
Kendimize öz eleştiri yapacak olursak bu konuya bir örnek vermek gerekir.Özellikle Fen bilgisi derslerinde bir sorunun (Fizik ve Kimya) en az iki veya daha fazla bir çözüm yolu vardır.Birinci klasik yolu genellikle klasikleşen ve hepimizin derslerde verdiği ve öğrencileri genellikle bir hamal yaptığımız ders türü ne kadar kullanılması demode olmuş bir yol ve ikincisi pratik yolu üçüncü ise en kısa yolu ki.Öğretmenler olarak genellikle bu yöntemleri şov derslerde kullanırız.
Öğrenci bizim bir müşterimizdir.Öğrenci ile ilk diyoloğumuz çok önemli.Ders bir bilgi alış verişidir.İşte öğrenci ve öğretmen arasındaki pozitif enerjinin tutması çok önemli daha sonrasında iki tarafta olur verirse.Başarı için neler yapılabileceğini bile hesaplamaya gerek yoktur.Siz zaten sorunu baştan çözmüşünüzdür.
Derslerde bazen öğrenciyi sınıfta bulunan öğrenciler ile istem dışı olarak fişekleyip tatlı bir rekabet ortamına sürüklenmelidir.Genellikle bu 1. ve 5. sınıflarda görülen bu davranışlar, 6.ve 7. sınıflarda biraz azalırken 8. sınıfta , sınıf için bu rekabet ortamı kalmamaktadır.Öncelikle öğrencinin önce kendi sınıfında ,daha sonra ilçe, il ve Türkiye geneli rekabete sokulmalıdır.Çünkü yapılan tüm sınavlar ve öğrencinin 4. sınıftan itibaren girdikleri zorlu yarışlar onların önce okulunu daha sonra ileriki yaşamlarında hayatlarını etkilemektedir. Bunun için yapılan grup çalışmasında öğretmenin meziyetleri daha fazla öne çıkar.Çünkü orada konu anlatımı değil genellikle test teknikleri vermek gerekir , aslında her öğretmenin kendi alanında bir test tekniğine sahip olması gerekir ve buda zamanla kazanılacak bir olgudur.
Genellikle sınıfta verdiğimiz ödevlerde yada verilen konu testlerin çözülmesini istediğimizde , bazen bu davranışlarımız havada kalmaktadır.Fakat sınıf içinde grup oluşturup , öğrencilere bir takım ruhu verdiğimizde , öğrencileri buna inandırıp çalışmalarını sağladığımızda , takım içindeki öğrencilerden bazıları , bir iki defa aksatabilir.Ancak takipçisi olduğumuzda diğer öğrencilere mahçup olmamak için verilen görevleri yaparlar.
Özellikle her on beş günde bir hiç olmasa ayda bir konu tarama testlerini mutlaka uygulamalıyız.Bunu yaparken , sonuç analizleri mutlaka öğrencilere ve velilere duyurulmalı ve hangi konulardan eksikse o konudan yardım alması gerektiğini hatırlatmamız gerekir.Öğrencilere konular anlatılmada mutlaka şu konu devamlı aşılanmalıdır.öğretimin süreklilik gerektirdiği sadece bir derse çalışıp önlerindeki zorlu maratonu aşamayacakları vurgulanmalıdır.
Özellikle anlaşılmayan ve öğrencilerin takılabileceği , her konunun anlatımından önce , öğretmen tarafından hazırlanan teorik bilgiler hazırlanarak öğrenciye verilir.Böylelikle öğrencilerin konuya hazır gelmeleri sağlanmalıdır.Ayrıca öğrencilere kendilerine plan yapmaları öğretilmelidir.
1-Günlük planları 2- Haftalık planları 3-aylık planları Yapacakları planla hangi konular anlaşıldı hangileri anlaşılmadı ortaya çıkmaktadır.
Eğitimin içindeki veliler ise; Her on beş günlük periyotlardan sonra aileler ,öğretmenler tarafından bilgilendirilir.Başarının artırılması için ,velilerinde önce bu konuda eğitime alınması gerekir..Eğitim derken sınav sistemlerinde yapılan yeni değişiklikler mutlaka bildirilmeli.
Bazen karşılaştığımız bazı veliler bize çocuklarının evde çok çalıştığını ve sınava girdiğinde yada sınıfta başarısız olduklarını belirmektedir.Aslında bu öğrenci evde ders çalışmaz yada çalıştığını zanneder.Önce kendini sonra veliyi kandırmaktadır.Eğer yukarıda belirttiğimiz planlar yapılıp öğrenci, veli bunu kabullenirse ,
=>Bu noktada: Aile - Öğrenci -Öğretmen -Grup=> dörtlüsü uyumlu olunca başarının sonu yok.
Tüm bunlardan sonra okullarda karşılaşılan bazı durumlara değinmeden geçemeyeceğim.Oks sınavında gözlenen tabloya bakıldığında bazı derslerde Türkiye geneli ortalamanın düşük olduğu görülmektedir.Fakat Milli eğitim tarafından getirilen bazı sistemleri ve eğitimdeki reform niteliğindeki değişiklikleri biz öğretmenler uygularken sistemi eleştirmekteyiz.Sistemin olumlu yönlerini değil olumsuz yönlerini görüp işe buradan başlamaktayız.Fakat düşünce olarak şöyle hareket etsek belki başarıyı bir ölçüde artırabiliriz.Bunlar belki bazı kişilere ters gelebilmekte; kanımca olması gereken o yeni eğitim programındaki olumsuzlukları yakalayıp yerinde düzeltmek ve yöntemin hatta programı en iyi bir şekilde öğrenciler üzerinde uygulanması gerekmektedir.Yeni programlar uygulanırken biz öğretmenler bu programa nasıl katkıda bulunuruz diye düşünmüyoruz.
Belki bu sistemin içerisine oturtulması gereken bazı konular olabilir.Bence zümre toplantıları bir angarya yada kağıt üzerinde değil de uygulamaya yönelik olmalıdır.Bir sistem üzerinde örnek verecek olursak ;İşe bence öğretmen merkezli düşünüp başlamak gerekir.İl milli eğitim yada ilçe bazında oluşturulan branşların zümre toplantıları şu şekilde yapılabilir.
1-İlçe yada il milli eğitim müdürlüğünün tarafından seçilen 2 yada 3 branş öğretmeni kendi branşındaki eğitim koordinasyonundan sorumlu olmalı;Peki bu nasıl yapılacak yada uygulanacak sorularına karşın çözüm gayet çok açık ve nettir.Branş bazından seçilen öğretmenler tüm ilin yada ilçenin soru , KİT (konu işleme testleri) , DİT ( Ders işleme testleri) , BİT , (Bölüm işleme testleri) sorumlu olmalı bu Zümre başkanları ilin ve bulunan ilçenin branşı bazında tüm eğitim ve öğretiminden sorumlu olmalı , ayrıca bu başkanlar tüm öğretmenler ile ayda bir toplantı yapmalı ( HAFTA SONLARI) ve öğretmenlerin okullarında karşılaşılan sorunları ele alınmalı ve uygulamaya yönelik çözüm üretici çalışmalar(KAĞIT ÜZERİNDE DEĞİL) yapılmalıdır.Branş zümre başkanları direkt olarak ilçenin yada ilin idari amirine sorumlu olmalı ve karşılaşılan sorunlar burada da masaya yatırılmalı ve öğretmen merkezli bir eleştiri yapılmalıdır.Başarısı düşük olan okul yada kurumun yapısı gözden geçirilmeli , gerektiğinde bu önlemler için belki basit ama bence büyük bir etken olan etütler uygulanmalıdır.
Branş zümre başkanları tarafından hazırlanan sorular ve yazılı yoklamalar ortak yapılmalı soruları zümre başkanları hazırlamalı , okullardaki branş öğretmenleri konuyu anlatmalı sorular okullara hazır gelmeli ve değerlendirme buna göre yapılmalıdır.
Ama şu gerçek unutulmamalıdır.Bu gençler ve çocuklar bize bir emanettir.Yarın belki onlarda bizim yerimizde olacakları unutulmamalı , onlara elimizden gelen fedakarlığı karşılıksız yapmalı ve ;
EĞİTİM BİR BÜTÜNDÜR.ÖNEMLİ OLAN PARÇALAR ARASI KORDİNASYONU SAĞLAMAKTIR.ÖĞRETMENİN GÖREVİ DE BUDUR.
İŞTE ÖĞRETMEN PORTRESİ;
A) DENEYİM
B) ÖĞRENCİ İLE DİYOLOĞU
C) ÖĞRETMENİN KENDİ ŞAHSİ REFERANSLARI
D) ÖĞRENCİ REFERANSLARI
E)SINAV SİSTEMİNİ ÇOK İYİ BİLMELİ
G) SINIRLARI ZORLAMAK İSTEYEN BÜYÜK BİR HEYECANI
HERKES SENİN ALEYHİNDE BULUNACAKTIR.
HERKES SENİ YOLUNDAN ÇEVİRMEYE ÇALIŞACAKTIR.
FAKAT SEN BUNLARA KARŞI DİRENECEKSİN
ÖNÜNE SONSUZ ENGELLERDE YIĞACAKLARDIR.
KENDİNİ BÜYÜK DEĞİL ,
KÜÇÜK,ZAYIF,ARAÇSIZ,HİÇ SAYARAK,
KİMSEDEN YARDIM GELMEYECEĞİNE İNANARAK,
BU ENGELLERİ AŞACAKSIN .
BUNDAN SONRADA SANA BÜYÜK DERLERSE…..
BUNU SÖYLEYENLERE GÜLECEKSİN.
ATATÜRK