Hele hele musalla taşında yatan bir yakını ise, onu ve yaşamını yakından biliyorsa, neler düşünür insan tabuta bakarken?.. nasıl değerlendirir, yorumlar eleştirir o ölünün yaşamını ?.. Güzelliklerle dolu yaşamına neleri dert etmişti kendine ... etmeseydi daha mutlu olmaz mıydı. Deriz kendi kendimize. Yapmak isteyip de yapamadığı durmadan ertelediği bir yığın şey vardı yapsaydı, yapmadan gitmeseydi. Her cenazeden yaşam dersleri alarak döneriz, ama kısa zamanda bu dersleri unuturuz. Bir daha bir cenaze töreninde musalla taşına bakarken "orada ben olsaydım diye" düşünün. Nasıl bir hayat yaşamış olarak öte tarafa gidiyor olurdunuz acaba .. Acaba, oradan geri dönme ve yeniden yaşama şansı verilse, öncelikleriniz gene böyle mi olurdu?.. "yahu neleri dert edinmişim .. nelerle boşuna üzülmüş, beni sevenleri üzmüşüm ... değer miydi?.. diye kaç şey sayardınız?.. "Şu şu vakitlerimi böylesine boşa harcayacağıma, şu şu aptalca şeyleri kendime dert edeceğime, sevdiğim çok sevdiklerimle en güzel geçecek günleri aptalca kırgınlıklar, kavgalar, inatlar yüzünden ziyan edeceğime, en sevdiğim şeylere ve insanlara ayırsaydım" diye ömrümüzün neredeyse yarısını başka türlü yaşamak istemez miydiniz?.. KENDİNİZİ KENDİ CENAZE TÖRENİNDE HAYAL ETMEK, size dönüp geriye bakmak ve her şey bitmeden hayatınızda bazı önemli değişiklikler yapmak fırsatı verir. Ölümden söz etmekten korkulan bir toplumda insanın kendi ölüm anını düşünmesi zor . Ama iyi fikir. İnsanın kendi ölümü ve yaşamını bir arada düşünmesi iyi fikir gerçekten. Bu sayede nasıl bir insan olduğumuzu hatırlar, hayatınızda sizin için en önemli öncelikleri daha iyi sıralarsınız. Kendi cenaze töreninizi düşünmek sizin için bir "uyandırma zili" olabilir. Şu an düşünün .." Şu an gidiyorum" deyin ve hayatınızın muhasebesini yapın, artılarını eksilerini çıkarın .. Eğer yaşasaydım neleri yapmaz, neleri öncelikle yapmak için çırpınırdım deyin .. Ve işte zil çaldı... Uyanın .. Ne mutlu size işte yaşıyorsunuz .. Bu fırsat elinizde .. Hadi bakalım, başlayın, BAŞTAN... |