2004-2005 öğretim yılı, Millî Eğitim Bakanlığı`nın öğretim programlarında yaptığı köklü değişikliğin pilot uygulaması ile başlamış. 2005-2006 öğretim yılından itibaren de tüm ülkede yaygınlaştırılarak uygulamaya başlanmıştır. Yeni öğretim programları, (constructivist) oluşturmacı / yapılandırmacı / yapısalcı olarak ifade edilen bir yaklaşımı da ön plana çıkarmaktadır. Bu yaklaşımı bilmek, ülkemize de bundan sonra yapmamız gereken tüm eğitim faaliyetlerini doğru yönlendirmemizi sağlayacaktır. Uygulamada ısrarcı olmak, çocuklarımızın geleceği açısından oldukça önemlidir. OGES`i anlamak için yapılandırıcı yaklaşımı doğru tanımlamak ve bilmek şarttır. Öğrenmede Bireysel Süreç Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının temel dayanakları eğitim psikologlarının araştırma ve düşüncelerine dayandırılmaktadır. Eğitim psikologlarından Piaget, yapılandırmacı (constructivist) kavram ve yaklaşımını ilk defa ortaya atan kişidir. Piaget`nin bilişsel gelişim ve bilginin oluşumu ile ilgili çalışmalarına dayanılarak geliştirilen ve "öğretmeden çok öğrenme" üzerinde durulmasını öngören anlayış yapılandırmacı yaklaşıma temel oluşturmaktadır. Piaget; "İnsanlar yeni bir bilgiyi daha önce sahip oldukları eski bilgiye * dayandırarak öğrenirler" ve "Sınıfta yapılan aktiviteler öğrenme açısından önemlidir" fikirlerini ortaya atmıştır. Bu fikir; öğrencinin yeni bîr bilgiyi öğrenirken önceden var olan bilgileriyle karşılaştırdıktan sonra yeni bilgiyi özümsediği, kendine özgü olarak bilgiyi oluşturduğu biçiminde yorumlanmaktadır. Öğrencilerin daha önceki deneyimlerinden ve önbilgilerinden yararlanarak yeni karşılaştıkları durumlara anlam verebilecekleri savunulmaktadır. Ayrıca, yeni bir bilgi edinme sürecinin öğrenciyi aktif kılan bir süreç olduğu ve öğrencinin sahip olduğu bilgi birikiminin yeni bir bilgiye veya uyarımlara cevap vermede çok önemli olduğu vurgulanmaktadır.
Öğrenmede Sosyal Süreç Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının temel dayanaklarından biri de Vygotsky`nin düşünceleridir. Vygotsky, Piaget`nin yapılandırmacı ve sınıf içi aktiviteler fikirlerine katılmış, ayrıca öğrenmenin bireysel bir süreç olduğu kadar sosyal bîr süreç olduğunu söylemiştir. Vygotsky, öğrenmede sosyal etkileşimin önemini vurgulamış ve "Etkili öğrenme çocuğun bir öğretmenden, uzmandan ya da kendinden daha yetenekli bîr arkadaşından yardım alması halinde gerçekleşir" fikrini ileri sürmüştür. Vygotsky, düşüncenin gelişiminde dilin çok önemli bir rol oynadığını da ifade etmiştir.
Bilginin Doğası Diğer bîr açıdan yapılandırmacı yaklaşım bilginin doğasıyla da ilgilidir. "Bilgi insanın kendi deneyiminin sonucudur ve onun çevre ile etkileşimi sonucu yaratılır" anlayışı bu yaklaşımın esasını oluşturmaktadır.
Grup Çalışması Yapılandırmacı yaklaşımın dayandırıldığı bir diğer düşünce ise, öğrencilerin birbiriyle yardımlaşması, tartışması, ortak çalışması ile onların verilen ödevî daha iyi anlamaları/yapmaları arasında pozitif bîr ilişkinin olduğu düşüncesidir. Grup çalışmalarının; • Öğrenciler arasındaki etkileşimi arttırdığı, • Öğrencilere birlikte çalışma alışkanlığı kazandırdığı, • Öğrencilerin derse yönelik olumlu tutum geliştirmelerine yardımcı olduğunu, • Öğrencinin güven duygusunu geliştirdiği ifade edilmektedir. Ayrıca, grup, çalışmasında öğretmenin uygun bir şekilde öğrencilere destek/yardım vermesinin iyi bir öğrenmenin gerçekleşmesine yardım edeceği üzerinde de durulmuştur. Bir başka araştırmacı Bruner ise, grup çalışmalarına öğretmen desteğinin nasıl olması gerektiği üzerine çalışmış ve bir model geliştirmiştir. David Wood ise, Bruner`in geliştirdiği model üzerinde çalışmış ve öğrencinin ihtiyacına göre beş aşamalı bir destekten söz etmiştir. David VVood`a göre, öğrencinin seviyesine göre öğretmenin yapacağı yardım ve desteğin beş aşamada
şekillenebilir. Bu beş aşama; 1. Öğrenciyi sözle cesaretlendirme, 2. Konuya ilişkin sözlü açıklamalar yapma, 3. Öğrencinin çalışmalarında kullanacağı araç-gerecin seçiminde ona yardımcı olma ve öğrencinin kendisinin araç-gereci bir araya getirmesini sağlama, 4. Gerekli malzemeleri temin etme ve/veya 5. Yapılacak çalışmayı/ödevi yaparak gösterme olarak açıklanmıştır. Yukarıdaki aşamalara bakıldığında öğretmenin rolünü; • Öğrencilerin seviyelerini dikkate alarak bir yapı kurmalarına yardımcı olma, • Öğrencilerin sahip oldukları gelişim ve seviyeleri doğrultusunda bilgi ve deneyimlerine yeni bilgi ve deneyim eklemelerine destek sağlama olarak özetlemek mümkündür.
Okulda Öğrenilenler İle Gerçek Hayat İlişkisi Öğrencilerin okulda öğrendikleri ile gerçek hayatta olanlar arasında bir bağlantının kurulması da gerekmektedir. Gerçek hayattaki problemler, ilişkiler ve kavramlar oldukça karmaşıktır. Siegel ve Kirkley yaptıkları araştırmalarda; "En zeki/yetenekli öğrencilerin bile derste öğrendikleri şeyler ile okul dışında karşılaştıkları problemlerin doğasını ve bunların çözümleri arasındaki ilişkiyi kurmakta zorlandıkları" yönünde bulgular elde etmişlerdir. Eğitim ve öğretimin amacı öğrencileri hayata hazırlamak olduğu gerçeğinden yola çıkarak, öğretimin içeriğinde zengin ve gerçek hayattan alınan alternatif eğitim alanları/imkanlarının bulunması ve bunların öğrencilere sunulması büyük önem kazanmaktadır. Bu sayede, öğrenilenlerin öğrenciye bir anlam ifade etmesi ve öğrenilenlerin içselleştirmesi mümkün olacaktır.
Öğrenme Aracı Olarak Yapılandırmacı Yaklaşım Yapılandırmacı yaklaşım; çağdaş eğitim anlayışının,, bilgi toplumu olmanın gelişen bilim ve teknolojinin yön verdiği bir anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılandırmacı Öğrenmenin gerçekleştirildiği bir öğretim sürecinde aşağıda sıralanan özelliklerin bulunması beklenmektedir: • Problem çözme etkinlikleri • Çözülecek, problem için geliştirilmiş görsel araçlar ve zihinsel modeller • Kaynak ve çeşitlilik yönünden zenginlik • Öğrencilerin birbiriyle yardımlaşması ve grup halinde çalışması » Öğrencinin keşfederek öğrenmesini özendirme • Öğrencilerin performansını ölçmeye yönelik geliştirilen yöntem ve araçlar Yukarıdaki özelliklerin bir öğretim sürecinde yer alması yapılandırmacı öğrenme yaklaşımını esas alan bir öğretimin gerçekleştirildiğinin göstergeleridir.
Öğrenme-Öğretme Süreci Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımını bir öğrenme-öğretme süreci içinde değişik boyutlarda ele almak mümkündür.
BOYUTLAR |
YAPILACAKLAR |
Öğretim Programı |
Öğretim programlarının içeriği, diğer disiplinlerle koordineli bir öğrenmeyi esas alarak belirlenir. |
Öğrenme Süreci |
Öğrenme devamlı bir süreçtir ve yeni bilgi daha önce bilinen bilgiler üstüne inşa edilir. |
Yeni Bilgi Edinme |
Yenî bilgi daima eski bilgi ile ilişkilendirilerek kazanılır. |
Öğretmen Rolü |
Öğretmen tarafından öğrencinin belirlenen konu üstüne yoğunlaşması sağlanır. |
Öğrencinin Bilgiyi Yapılandırması |
Öğrenme sürecinde öğrencinin gerekti düzeltmeyi yapması için, bir problemin çözümü İle İlgili geribildirim hemen o anda verilir. |
Metot ve Teknik Geliştirme |
Öğrenme sürecinde kullanılan metot ve tekniklerin öğrenciler ve diğer öğretmenlerle tartışılması, iyi bir stratejik düşünme ve kendini geliştirme yoludur. |
Öğrencinin Dersi Takip Etmesi |
Yapılandırma, öğrencinin dersin içeriğini ve işleyişini daha İyi takip etmesini sağlar. |
Motivasyon |
İlişkîlendirerek öğrenme, öğrencileri motive etmesi açısından önemlidir. |
Yukarıda açıklanan boyutlarda bir öğrenme etkinliğinin gerçekleşebilmesi için öğretmenin yapılandırmacı yaklaşımı anlayarak öğrenme sürecinde kullanması gerekmektedir. Öğretmenin yapılandırmacı yaklaşımın esas alındığı bir öğrenme sürecindeki yeni rolünü bilmesi ve tanımlaması yararlı olacaktır.
Yapılandırmacı Yaklaşımda Öğretmenin Rolü Yapılandırmacı yaklaşımın esas alındığı bir öğrenme-öğretme sürecinde öğretmenden ilk olarak, öğrencilerin zihinsel yapılarının oluşmasına rehberlik etmesi ve anlama kabiliyetlerinin gelişmesine uygun öğrenme etkinlikleri düzenlemesi beklenmektedir. Öğrencilerin yeni görüşler oluşturmalarında ve bu görüşlerini daha önceki bilgilerine bağlamalarında öğretmenin yardımcı olma rolü önemlidir. Örneğin, öğrenme sürecinde öğrencinin dikkati geniş kavramlar üzerine yoğunlaştırılmak, daha sonra kavramların parçalara bölünerek anlaşılması sağlanmalıdır. Yapılandırmacı öğrenme aynı zamanda aktif ve öğrenci merkezli öğrenme etkinliklerini de içermektedir. Öğrenci merkezli etkinliklerin gerçekleştirildiği bu süreçte öğrenciler; kendi sorularını sormaya, kendi deneylerini yapmaya ve kendi sonuçlarına varmaya özendirilir. Böylece öğrencilerin kendi öğrenmelerini kendilerinin oluşturması sağlanır. Bu süreçte eğitim teknolojisinin etkin kullanımı çok önemli bir katkı sağlayacaktır. Öğrencilerin bilgiye ulaşmalarının kolaylaştırılması, gözlem, araştırma gibi etkinliklerin bilgi teknolojisi ürünleri kullanılarak yapılmasının sağlanması ilk söylenecekler arasındadır. Eğitim teknolojisinin öğrenme-öğretme sürecinde etkin ve verimli kullanılması öğrenci ve öğretmene büyük kolaylıklar sağlayacağı bir gerçektir. Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımını esas alan bîr öğretmenin, "Ben nasıl öğretirim?" yerine "Öğrenci nasıl öğrenmektedir?" sorusunu sorarak öğrenme-öğretme sürecini yeniden sorgulaması da gerekmektedir.
Öğrenme-öğretme sürecinde öğrencinin; • nasıl bir öğrenme stili ve zeka özelliğine sahip olduğu, • bilgiyi nasıl yapılandırdığı, • öğrenme ortamları ve hazırlanan öğrenme materyallerin nasıl olacağı, • öğretmen ve öğrencinin rollerinin neler olacağı önem kazanmaktadır. öğretirim?" yerine "Öğrenci nasıl öğrenmektedir?" sorusunu sorarak öğrenme-öğretme sürecini yeniden sorgulaması da gerekmektedir. Öğrenme-öğretme sürecinde öğrencinin; • nasıl bir öğrenme stili ve zeka özelliğine sahip olduğu, • bilgiyi nasıl yapılandırdığı, • öğrenme ortamları ve hazırlanan öğrenme materyallerin nasıl olacağı, • öğretmen ve öğrencinin rollerinin neler olacağı önem kazanmaktadır. Yeni öğretim programlarının ön plana çıkardığı temel özellik İse; • Her öğrencinin farklı bir öğrenme profiline sahip olduğunun ve • Her öğrencinin duygu ve düşüncesinin de farklı, tek ve kendine özgü olduğunun kabul edilerek eğitim ve öğretim ortamını düzenlenmesinin istenmesidir. Öğrenme-öğretme sürecinde öğrencinin bilgiyi nasıl yapılandırdığının öğretmen tarafından bilinmesi kalıcı öğrenmenin oluşumunu kolaylaştıracaktır. Öğrenci bilgiyi fiziksel, sembolik, sosyal olarak değişik biçimlerde yapılandırabilir.
Örneğin; • Öğrenme sürecine aktif olarak katılan, aktif rol alan bir öğrenci, bilgiyi fiziksel olarak yapılandırır. • Öğrenme sürecinde eylemleri, kavramları kendine göre yorumlayan bir öğrenci, bilgiyi sembolik olarak yapılandırır. • Öğrenme sürecinde kendi oluşturduğu anlamı başkalarına aktaran öğrenci, bilgiyi sosyal olarak yapılandırır. Öğretmen tarafından düzenlenen öğrenme-öğretme etkinliklerinde öğrencinin bilgiyi nasıl yapılandırdığının bilinmesi aktif öğrenmeye katkı sağlayacaktır. Yeni öğretim programlarıyla "öğrenci merkezli" bir yaklaşım etkin duruma getirilmektedir. Öğrenci merkezli eğitimde; • Öğrencilerin farklı öğrenen bireyler olduğunun kabul edilerek her bireyin kendi öğrenme kanallarının etkin duruma getirilmesiyle daha kolay öğrenebilecekleri, • Öğrencilerin kendi öğrenme profilini kendisi keşfederek öğrenmeden zevk alacakları,
• Öğrencilerin geliştirilen öğrenme etkinliklerinde aktif rol alacakları, • Hayat boyu öğrenmenin de bu şekilde gerçekleşebileceği vurgulanmaktadır. Nasıl Bîr Ölçme ve Değerlendirme? Sadece sonuca dayalı anlayış yerine, öğrenme sürecini de değerlendiren bir anlayış benimsenmelidir. Öğrencilerin öğrenmelerini anlamaya yardımcı olmalı, onlara kendilerini anlama olanağı sunmalı, farklı alanlardaki çalışmaları ve etkinlikleri ölçülmeli ve değerlendirilmelidir. Ölçme ve değerlendirme dersten kopuk, dersten bağımsız ve ders dışı bir etkinlik olarak görülmemelidir. Öğrencilerin neler yaptıklarının yanı sıra nasıl yaptıklarını öa ölçmelidir. Farklı ilgi, beceri,zeka yapısı ve öğrenme şekline sahip öğrencilerin değerlendirilmesinde; klasik sınav ve test türlerinin yanı sıra; açık uçlu sorular, gözlem formları, görüşmeler, değerlendirme ölçekleri, günlükler, portfoiyolar, projeler vb. araç ve yöntemler kullanılmalıdır. Yapılandırmacı yaklaşımda ölçme ve değerlendirme, standart testlerden sıyrılmış, öğrenim sürecinin parçası haline gelmiştir. Böylece öğrenciler kendi ilerlemelerini/gelişimlerini değerlendirmede yer alırlar. Öğretmenlerin ölçme ile ilgili en büyük handikaplarından biri "öğretilenlerin ölçülmesi yerine ölçüleceklerin öğretilmesidir." Yapılandırmacı yaklaşımın daha iyi ve etkin uygulanabilmesi için öğretilmesi hedeflenen konuların öğrencilere göre yapılandırılması hatta öğretilecek konuların aktarımı sırasında kullanılacak etkinliklerin düzenlenmesi önemlidir.
Kaynak: Akşam SBS ye Dogru |